Kılıçdaroğlu: Bürokratik manileri tanımadan yardımları taşıyacağız

Binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan zelzelenin akabinde afet bölgesine giden CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, toplumsal medya hesabından bir görüntü paylaştı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

Herkese merhaba. Adana, Hatay merkez ilçe, İskenderun ve Antakya’nın akabinde son olarak Samandağ ilçemizi ziyaret ettik. Artık de Arzur’dayız. Belediye liderlerimizle görüştük, depremzedelerle buluştuk. Bu noktada halkımızla paylaşmak istediğim bir kaç şey var.

Ülkemiz fecî bir yıkımla karşı karşıya kalmıştır. Hepimiz biliyoruz ve gözlüyoruz. Burada yürek burkan imgeler var. Kalbimiz sızlıyor. Sarsıntıdan etkilenen insanlarımıza verebileceğim en değerli bildiri Türkiye’nin kalbi, zelzele bölgesinde atıyor. Asla ancak asla yalnız değilsiniz. Halkımızın his, niyet ve duaları onlarladır. Halkımız, yardım için elinden geleni yapmaktadır, yanınızdayız. Ve kentlerimizin, köylerimizin tekrar ayağa kalkması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. En önemli halde etkilenen bölgelerde uygunlaştırma etabına geçeceğiz. Ben ve belediye liderlerim bunun için buradayız.

İktidara buradan seslenmek istiyorum. Covid sırasında çıkarttığınız bürokratik mahzurları bu defa kabul etmeyeceğiz. Gerekli yardımları en çok gereksinim duyulan yerlere olabildiğince süratli taşıyacağız. Saray’ın siyasetiyle de PR çalışmalarıyla da palavra dolan haberleriyle de artık ilgilenmiyoruz.

Mesela; bakanlar PR için konvoylarla dolaşıyorlar. Lakin burada felaketin uyumu için gerekli önlemler alınmamış. Türkiye’nin bu mevzudaki birikiminden de gereğince faydalanılmamış. Bu felaketlerde kamu kurumlarının, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği değerli. Lakin belediyelere karşı siyasi bir hal var. Bir çok sivil toplum örgütü de baskı altında yok edildi. Askerimiz de gereğince sokulmadı.

Dün alanda 3 bin 500 asker vardı. Doğal bir arama kurtarma çalışanı olan madencilerimizin sevkinde maalesef çok geç kalındı. Özetle her bahiste sınıfta kaldıkları üzere bunda da kaldılar.

“Sorumlusu Erdoğan”

Devlet nasıl yönetilir bilmiyorlar. Vallahide bilmiyorlar, billahi de bilmiyorlar. Çok net söyleyeyim, bu sürecin en önemli bir sorumlusu varsa o da Erdoğan’dır. 20 yıldır ülkeyi sarsıntıya hazırlamayan bu iktidardır. Onun için kendisiyle görüşmeyi de asla düşünmüyorum. Bu sıkıntıyı asla ancak asla siyaset üstü de görmüyorum. Bu durma bizi onun siyaseti getirdi.

‘Deprem vergilerini çetelere yedirdiler’

Deprem vergilerini çetelere yedirdiler. Hani nerede o para, o paralar da yok. Ömrü boyunca devlete her biçimde vergi veren halk, gereksinimi olduğunda devleti yanında göremedi. Varsa yoksa seçim. Varsa yoksa ‘Saray’. Bu ülkeyi ne vakit batırsa yanımda olun davetleri yapıyor. Haydi oradan, seninle işim olmaz, olamayacak da. İnsanlarımızın halini gördükçe öfkem artıyor. Birileri bu ülkenin kaynaklarının nereye harcandığının hesabını vermek zorundadır. Onun için birilerinin felaketi yumuşatma uğraşlarına takviye vermeyi asla düşünmüyorum.

“Tutuklanmanız gerekiyorsa tutuklanın”

Belediye liderlerimize söyledim. Kaynak sağlamak için ellerinden geleni yapacaklar. Bürokratik pürüz mi koyuyorlar yapın, dinlemeyin! Bu halkı ekmek, battaniye bulmak için tutuklanmanız gerekirse tutuklanın! Ağız dalaşı, protokoller bürokrasi bitti. Zira kelam bitti, söz… Milyonlarca insanımız sokaklarda, imkanı olan gece otomobilinde uyuyor. Binlerce canımız enkaz altında yaralıyız. Hem üzgünüz hem öfkeliyiz. Artık onarma uygunlaştırma vaktidir. Milletimiz esasen dayanışma içindedir. Benim Erdoğan ve ‘Sarayı’ ile dayanışmama gerek yoktur.

Başkanlarım gün uzunluğu yanımdaydı. Ben onlara güveniyorum. Milletimiz ve biz omuz omuza verip bu işin altından kalkacağız. Biz bu kentleri tekrar ayağa kaldırırız. Milletime kelam veriyorum.”